(X Şehri) - X Demokratik Kadın Platformu çatısı altında bir araya gelen çeşitli sivil toplum örgütleri, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü'nde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, hem Türkiye'de hem de dünyada kadınların haklarına yönelik saldırılarda artış yaşandığı, buna rağmen kadın mücadelesinin de güçlenerek devam ettiği vurgulandı. Platform, çeşitli ülkelerde yaşanan olayları örnek göstererek, otoriter rejimlerin kadın bedenine yönelik baskısına dikkat çekti. Açıklamada, kadınların yaşadığı sorunların, yalnızca bireysel olaylar olmadığı, aksine politik bir mesele olduğu vurgusu yapıldı. Bu sorunlar, ekonomik krizden, güvencesiz iş koşullarına, artan işsizliğe kadar uzanan geniş bir yelpazede ele alındı. Özellikle kadın işsizliğinin ülke genelindeki yüksek oranlara ulaştığı, güvencesiz ve esnek çalışma koşullarının kadınları daha da savunmasız hale getirdiği belirtildi. Açıklamada, ekonomik krizin ve yükselen vergilerin, kadınları daha da yoksullaştırdığına da değinildi.

Kadın Cinayetleri Politiktir!

Açıklamada, İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesinin ve 6284 sayılı kanunun etkin uygulanmamasının kadınları korunmasız bıraktığı belirtildi. "Kadın cinayetleri münferit değil, politiktir!" sloganıyla, hükümetin erkek egemen politikalarının şiddeti beslediği vurgulandı. Kadınların yaşadığı can korkusunun asıl sorumlusunun iktidar olduğu ifade edildi. Açıklamada, Y ve Z ülkelerinde yaşanan olaylar, kadınların karşılaştığı güçlükleri ve mücadelelerini örneklendirmek için kullanıldı. Dünyanın çeşitli bölgelerinden gelen haberler, kadın dayanışmasının ve mücadelesinin küresel boyutunu ortaya koydu. Sivil toplum örgütleri, kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesini sürdüreceklerini bir kez daha dile getirdiler.

İstanbul Sözleşmesi'nin Önemi

Basın açıklaması sonrası konuşan X Şehri Milletvekili Y isimli vekil, iktidarın kadına yönelik şiddetle mücadelede yetersiz kaldığını belirtti. Vekil, kadınların eşit ve özgür bir yaşam mücadelesini sürdüreceğini vurgulayarak, İstanbul Sözleşmesi'nin tekrar yürürlüğe konulması gerektiğini ifade etti. Vekil ayrıca, kadınların karşılaştığı sorunların yalnızca hukuki düzenlemelerle çözülemeyeceğini, toplumun tüm kesimlerinin duyarlılığının ve aktif katılımının şart olduğunu dile getirdi. Kadınların yaşadığı sorunların kökeninde yatan toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırılması gerektiğine dikkat çekildi. Sonuç olarak, kadınların haklarını savunma ve şiddete karşı mücadele etme kararlılığı vurgulandı. Bu mücadele, hem yasal düzenlemeleri güçlendirmeyi hem de toplumsal farkındalığı artırmayı hedefliyor.

Güçlü Bir Kadın Mücadelesi

Açıklamada, kadın emeğinin giderek daha fazla sömürüldüğüne, Türkiye'de kadın işsizliğinin en yüksek seviyelerde olduğuna ve kadınların güvencesiz ve esnek çalışma koşullarına mahkum edildiğine dikkat çekildi. Açıklama, kadınların sadece şiddete değil, aynı zamanda ekonomik sömürüye de maruz kaldığını gösterdi. Bu durumun, kadınların hayatlarını olumsuz etkilediğini ve eşitsizliği derinleştirdiğini ortaya koydu. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin birçok alanda etkili olduğunu ve kadınların yaşamlarının her alanında mücadele verdiğini vurguladı. Kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesinde kararlı olduklarını ve bu mücadeleyi sürdüreceklerini açıkladı. Kadınlar, hakları için örgütlü bir şekilde mücadele etmeye ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı seslerini yükseltmeye devam edeceklerini belirtti.