Suriyeli Abdulkadir Hanki, Beşar Esad rejiminin işkence merkezi olarak bilinen Sednaya Hapishanesi'nde geçirdiği bir yılı anlattı. Türkiye'ye sığınan Hanki, yaşadığı dehşet verici işkenceleri ve Esad rejiminin vahşetini gözler önüne serdi. Ailesiyle birlikte Gaziantep'te yaşayan Hanki, vatanına dönmeyi özlediğini dile getirdi. 1 yıl boyunca maruz kaldığı fiziksel ve psikolojik işkenceler, hayatının geri kalanını etkileyecek derin izler bıraktı. Ailesinin de yaşadığı sıkıntıları ve kaygıları, Suriye'deki savaşın getirdiği acıları bir kez daha hatırlatıyor.

Sednaya Hapishanesi'nde Yaşananlar

Hanki, 2013 yılında Sednaya Hapishanesi'ne gönderildiğini ve açlık, susuzluk ve uykusuzlukla başlayan işkencelere maruz kaldığını anlattı. En ufak bir hata ölümle sonuçlanabiliyordu. Hapishanede 150 kişiye yakın mahkumla birlikte, küçük ve pis bir odada kalmıştı. İşkenceler fiziksel şiddetin çok ötesindeydi. Ellerinden bağlanarak saatlerce sallandırılmış, vücuduna ateş ve elektrik verilmişti. Bu korkunç deneyim, Hanki'nin ruh sağlığını derinden etkiledi ve onu sürekli kabuslar görmeye mahkum etti. Bu durumun sadece kendisini değil, tüm ailesini de derinden etkilediğini belirtti. Birçok mahkumun akıbetinin bilinmediğini, yakınlarının yaşamlarını veya ölümlerini bile öğrenemediğini de sözlerine ekledi.

Esad Rejimi'nin Vahşeti

Hanki, Esad rejiminin insanlık dışı uygulamalarına tanıklık ettiğini ve bunun asla unutulmaması gerektiğini vurguladı. İşkenceden kurtulduğu için mutlu olduğunu dile getiren Hanki, Türkiye'ye ve kendilerine destek olan herkese teşekkür etti. Suriye'deki savaşın sona ermesini ve güvenli bir şekilde vatanına dönmeyi umduğunu ifade etti. Yaşadığı travmanın izleri hala üzerindese de, geleceğe dair umudunu kaybetmediğini belirtti. Hanki'nin hikayesi, Suriye'deki savaşın insanlık dramını ve Esad rejiminin acımasızlığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Onun yaşadıklarının anlatılması, gelecek nesiller için bir ders niteliğinde.

Ailenin Birlikteliği ve Umut

Hanki'nin ağabeyi Beşar Hanki, kardeşinin 2012 yılında kaybolduğunu ve 1 yıl boyunca haber alamadıklarını söyledi. Aile fertlerinin yaşadığı endişe ve korku tarif edilemezdi. Aile, Abdulkadir'in yaşadığını öğrendiğinde büyük bir sevinç yaşamıştı. Şimdi, Gaziantep'te bir arada oldukları için çok mutluydular. Abdulkadir Hanki'nin hikayesi, Suriye'deki savaşın yarattığı ayrılıkları ve ailelerin yaşadığı zorlukları da gösteriyor. Ancak, bir arada olma umudunun her şeye rağmen güçlü olduğunu gösteriyor. Ailenin Türkiye'de yeni bir hayata başlamalarının zorluklarına rağmen güçlü aile bağları, ümitlerini korumak için bir güç kaynağı oldu.